Biraz yazıyoruz işte.Her hafta en azından bir yazı koyalım. Giren okusun. Bir yazı daha genel, bir yazı daha spesifik şekilde ilerliyoruz. Biter tükenir diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, devam edeceğim tespitleri yazmaya, anektotlar sıkıcı da olmayacak, detaylarda bidi bidi takılıp kalmayı düşünmüyorum. Bu konu biraz ilginç. Amerika, Avrupa, Uzak Doğu. Uzak Doğu kendi pazarında oyalanıyor biraz daha, ondan onları biraz es geçmekte çokda zarar görmüyorum.Onlarda fena değiller aslında, onlarında tool’ları kuvvetli. Bi ara onları da yazalım. OEM Ar-Ge’de şöyle bir durum var. İçten dışa Research Innovation, Research Development, Product Development, Sales, Marketing vesayire vesayire. Burda iki notayı vurgulayıp esas konuya geçeceğim. Birincisi Research Innovation deyince Türkiye’de de herşeye inovasyon adı verilmiş bir durum söz konusu değil. Ürünün yoktan var olmaya evrilme aşamasını ifade ediyor. İkinci açıklama noktası da Research Development denen kısım. Türkiye’deki gibi Product Development yapan yerlere dahi Ar-Ge Merkezi denmesi durumu değil. Burası da gelişme evresi aslında. Şimdi konuya girelim. Amerikadan başlayalım. Amerika Research Innovation kısmını üniversiteye emanet ediyor. Konu ortaya atılıyor, mesela Michigan Üniversitesi geliştirmeyi yapıyor (Hocanın yanındaki istihdam üniversite’den yada OEM’den hire edilebiliyor). Sonra Üniversite ürünü OEM’e veriyor. OEM sonra karlılık durumuna bakıyor, üst yönetim onay verirse, OEM içindeki Research Development başlıyor.Innovation kısmı paranın çöpe de atıldığı kısımda olabiliyor. Amerika’da OEM’in kendi bünyesinde buna (research innovation kısmına) ayrıdğı kısım az olabiliyor, üni’leri kullanmak işlerine geliyor, sistemleri de oturmuş. Bu aşamada hemen Dönelim Avrupa Devlerine. Avrupa Devlerinde durum biraz farklı. Avrupa Devleri Steve Jobs’a benziyorlar. Uçtan uca kontrol etme manyaklıkları var. Bu nedenle, Research Innovation aşamasında üniversite ile çalışsalar bile, ya yanındaki adamını kendi adamını koyuyor, bi şekilde kendine bağlıyor, yada ara bir şirket kuruyor, bu şirket ve hoca ile ilerliyor. Tabi istisnalar var derseniz, büyüklerde yok, küçüklerde olabilir. Sonra gelelim Research Development aşamasına. Research Development’ta Amerika ve Avrupa Devleri benzerler. Artık bi şekilde, farklı yöntemlerle olsa da içselleştirilmiş Research Innovation kısmından sonra Research Development’a aktarılmasına izin verilmiş feature’lar için araştırma geliştirme yapılıyor. Ürün aşamasına geçilince de product development başlıyor. Diğer önemli bir nokta, Avrupa Devlerinin Research Innovation ve Research Development arasında konsept car dediğimiz araçları proje ekiplerine yaptırmaları. Donanımlı SWAT Özel Timler projeyi yapıyor, konsept car’ı ortaya çıkarıyor.Research Development onları takip ediyor, belki maliyetleri biraz azaltıyor.Söylediklerini tutabiliyorlar ama gittiği yoldan gitmeyebiliyorlar. Amerikan Devleri de benzer yapıdalar ancak onların Konsept car aşamalarındaki proje ekipleri innovation’dan çok research development tarzı kalabiliyor.Peki Türkiye işin neresinde kalıyor ? Yerli araç diyoruz, Avrupa ve Amerika’nın bu söylediğimiz Research Innovation ve Research Development tarzları Türkiye’de var mı? Yerli araç Ok, çıkarılsın, marka markadır falan. Consulting şirketlerine araştırmalar yaptırıldı, çalışılıyor falan. Şöyle bir durum var. Türkiye Üniversitelerde bir-iki elin parmağı kadar merkez vardır düşündüğümüz seviyede. Onlarda Türkiye’de var olan OEM’lerdeki Research Development ile Product Development arasındaki işleri yürütüyorlar. Research Innovation ile Research Development bandına kayıp, OEM’lerin maestro’su olmaya aday durumda değiller. Onlar aday olsa bile, Türkiye’deki OEM’lerin merkezleri bir yere kadar müsade eder durumda, bunlar olayın bilindik kısımları artık. Yerli araç işinde de volume’ler 2022’lerde bile azken, böyle merkezler kurmak Türkiye’ye ne kadar fayda sağlar, orası da tartışılır. Türkiye’de OEM’lerde büyük bölümünde Research Development ile Product Development arasında işler yapılıyor. Bu işleri artırma yoluna gitmekte çok faydalı olabilir. Mesela Türkiye’de plant’i olmayan otomotiv OEM firmaların Plant’lerini Türkiye’ye açmasını sağlamaya çalışıp, küçük de olsa product development ekiplerinin olmasını sağlamaya çalışmak ta en az yerli araç üretmeye çalışmak kadar faydalı bir hareket olur.Tabi olur demiyorum, ne kadar yanaşırlar ayrı mesele. Millileştirme noktasında da araç elektroniğinde var olan ve Taysad’ta da belli yüzde de eksik olan açık dışında durum fena değil aslında.Türkiye Özeti esasında,Biraz elimiz kolumuz bağlı kalıyor, yaklaşık 100 yıllık geriden gelmeden kaynaklanan bir durum.Ne kadar kapatabilmişizdir bu 100 yılı tartışılabilir.Konunun özü Research Innovation ile Research Development arasındaki kısımda farklı yaklaşımlar oluşması kısmıydı. Yazıdaki diğer kısımlar da garnitürü olsun. Kısa bir özet.